Yayınlanma:28 Ağustos 2020 22:21 Güncelleme:28 Ağustos 2020 22:21
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarına sınırlandırma gelecek mi? Fütursuzca sokaklarda dolaşan aylak bireyler varken Büyük Taarruz, milli ruhu covid-19 sebebiyle bir yana mı itilecek? İktidar bayramı, muhalefet bayramı ayrımı mı yapacağız!
30 Ağustos günü, ilk kez 1924’te Dumlupınar’da Çal Köyü yakınlarında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in katıldığı bir törenle Başkumandan Zaferi adıyla kutlanmıştır. Zaferi kutlamak için iki yıl beklemenin en önemli nedeni 1923 yılının yeni Türkiye açısından hem ulusal hem de uluslararası alanda yoğunluğun had safhada olmasıydı (Sayılır). Mustafa Kemalin milli ruhun canlı tutulmasını bu denli vurgulamasının nedenlerini çok fazla tartışmamıza gerek yok sanıyorum. Bu şuurla yetişmiş her birey bunu mutlaka biliyordur.
Gündemimize oturmuş olan 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının iptali ya da kısıtlanması kesinlikle milli ruhun canlılığını köreltmeyecek fakat bu denli sebepsiz bir başka kısıtlama olmaması bizleri ayaklandırmaya yetecektir. Gün geçmiyor ki yeni kısıtlamalarla karşılamayalım. Bu kısıtlamaların bazı durumlarda siyasi ayrım ile gerçekleştiğini düşünmemek elde değil.
Muhalefet tarafından yükselen ses neden bu kısıtlamanın 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik gününde de yapılmış olmamasıydı. Evet, o gün kutlamalar çeşitli illerde belki belli başlı kısıtlamalar ile birlikte gerçekleşti ve biz buna şahitlik ettik. Peki, neden 30 Ağustos Zafer Bayramını da bu şekilde kutlamıyoruz? Evet, covid-19 sebebi geçerli bu yadsınamaz fakat kafelerde, alışveriş merkezlerinde tedbirler ile gezenleri görünce akıllara – tedbirler çerçevesinde bir kutlama yapılabilir- cümlesi gelmiyor değil. Kaldı ki yapılması pek mümkün.
Tüm bunlar üzerine AK parti Tanıtım ve Medya Başkanı Mahir Ünal’ın ‘’ 15 Temmuz hassasiyeti çok sıcak ve taze olmasından kaynaklanan bir hassasiyet. 15 Temmuz’u bence milli bayramlarımızın karşısına koymak,(…) Malazgirt’i 30 Ağustos’un karşısına koymak doğru değil. 15 Temmuz kutlamaları da henüz 4.yılında olduğu için doğal olarak erteleyemezsiniz, mili bayramlarımız köklü derin ve tarihi geleneğe yaslanıyor. Dediğim gibi bizim milli bayramlarımızla ilgili herhangi bir sorunumuz söz konusu değil(…)‘’açıklaması milletimizi ve muhalefeti tatmin etmedi. Keşke daha dürüst ve geçerli bir sebep ile açıklama olsaydı dedirtti. İktidar bayramı, muhalefet bayramı ayrımı mı gözetiliyor, bunlar hepimizin birlik günü değil mi? Böyle mühim bir zafer kutlaması için geçmiş zamanda oldu yenisi önceliklidir anlayışı kesinlikle çok yanlıştır. Bu süreçte Doğu Akdeniz’de karşı karşıya olduğumuz durumu da düşünerek hareket edecek olursak, milli ruhun tedbirler çerçevesinde kutlanılması hem beraberliğimizi pekiştirecek hem karşı devlet güçlerine birliğimizi koruduğumuz, milli mücadele ruhundan ödün vermeyeceğimiz mesajını verecektir. Gerekli tedbirler alındığı sürece bu durumun engellenmesini doğru bulmuyorum. Umarım böyle de olur.
Büyük taarruzun, milli mücadele ruhunun millet üzerinde ki etkisi silinemez! Koca tepeden doğan güneşin Akdeniz’e götürüldüğü günü unutturamazsınız!
KAYNAKÇA
Sayılır, Burhan. “30 Ağustos Zafer Bayramı Kanunu, İlk Zafer Kutlaması ve Büyük Taarruz İle İlgili Bazı Bilgiler” (PDF). Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı Yıl: 12, Bahar 2014, Sayı: 16. 27 Nisan 2015