Yayınlanma:08 Mart 2021 18:33 Güncelleme:08 Mart 2021 18:33
Yükselemeyen kadınlar, açıkça görülemeyen engeller – her zaman olduğu gibi-, duygusal düşünce ithamları, kadın işi olmayan işler, en güzel iş annelik gel diyenler, kadının o mevkide ne işi varcılar biz bu engelleri bu zihniyetler çürümeden aşamayız!
Kadına engel her daim görünmez
Hala sebebiyeti büyük ölçüde bilinemeyen bu sendrom eminim çoğu tarafından ilk kez duyuluyordur. Sosyal, politik, eğitim her alanda karşımıza çıkabilen bu durum maalesef engellenemez bir hale gelmiş durumda. Nedir bu cam tavan? ‘‘Genellikle azınlık olan bir demografik grubun hiyerarşide belli bir seviyenin üzerine yükselmesini engelleyen görünmez mekanizmayı ifade eden metafordur. İlk kez feministler tarafından yüksek başarıya sahip kadınların kariyerlerinde yükselememesini anlatmak için kullanılmıştır.’’ Anlaşılacağı üzere sadece kadınlar için var olan bir durum değil fakat daha çok onlar üzerine uygulanmakta olan bir baskıdır.
Kadının sanayi devriminden bu yana aktif çalışma hayatında olmasına rağmen yükselişte olan görünmez engellerini bu zamana dek aşamamış olmak çok üzücü. Erkek egemen bir dünyada konu olacak bir bu mu kaldı diyorum kendime ama değinmeden de edemiyorum maalesef. Dediğim gibi yalnızca kadın değil bu baskılara maruz kalanlar –sıklıkla kadınlar-. Bazı durumlarda ise ne yazık ki üst kademe hemcinsleri tarafından bu baskıya maruz kalanlar var.
Kadınların çoğu zaman çoğu işte duygularıyla hareket ediyor olması onların yükselmesi, fikrini açıkça beyan etmesinin önünü kesmeyi gerektiriyor bazı fikirden yoksun bireylere göre. Bu durumun böyle ilerlemediğini göstermekse inanın çok zor. Duyguları kadın için elbette önemli fakat siz bir kadını işini severek yaparken izlediniz mi? Kendini işine nasıl verdiğini her ne olursa olsun, işin burada inanın bir önemi yok; yeter ki severek yapılsın. Önce kendi zihninizin sonra yavaş yavaş çevrenizin engellerini kaldırın, başka türlüsü olmayacak görüyoruz. Biz ancak birlikte güçlüyüz.
Kadınlardan ve iş hayatında karşılaştıkları bu engelden söz etmişken; günün anlamına istinaden 8 Mart 1857 tarihine değinmeden geçemeyeceğim. Her zaman olduğu gibi yine haklarını arayan kadınlar ve yine ölüm… Bugün ki direnişin ilk kıvılcımı. ABD’nin New York kentinde tekstil fabrikasında çalışan yaklaşık 40 bin kadın işçinin yalnızca daha iyi koşullar için greve başlaması çoğunun hayatının sonu olmuştu. Fabrikada güvenlik güçlerinden gelen saldırıyla kadınların içeriye kitlenmesinin ardından çıkmış olan yangında fabrika önüne kurulan barikatlar sebebiyle dışarıya çıkamamışlardı. Tüm bu olaylar sonunda haklarını arayan 120 kadın işçi can verdi. 8 Mart anma gününe maalesef böylelikle dönüştü. Gönül isterdi o grev anlaşma ile sonuçlansın ve kadınların zaferini kutluyor olalım.
Günlerini dahi ölümleriyle kazanan bir canlı türü düşünün, uzak değil kolaylıkla bulacaksınız kimler olduğunu. Daha güzel, daha dayanışmacı ve savaş karşıtı, eğitimde daha fazla yer alan, girişimci ve nicesi olabilmemiz umuduyla. Dünya Emekçi Kadınlar günümüz kutlu olsun..
