Yayınlanma:14 Aralık 2021 11:02 Güncelleme:18 Aralık 2021 18:30
Sosyal medyada dolaşırken çalışmalarını takip ettiğimiz resim bölümünde okuyan Habib Sivil adlı öğrencinin serzenişiyle karşılaştık. Yaptığı nü resim ile ilgili ağır eleştirilere maruz kaldığını ve tehdit aldığını yazmış.
Dikkatimizi çekti ve konuyla ilgilenmek istedik.
Yazısından bazı bölümleri paylaşıyoruz.
“Günah, sapık, uygunsuz, kafayı yemiş, psikolojisi bozulmuş, saçmalık vb. kelimelerle bana mesaj atmayın ve arayıp ta tehdit etme hakkınız yok. Eğer günah ise sadece çıplaklık mı günah? Tıp bölümü nasıl anatomi öğrenmesi gerekiyorsa resim ile uğraşan bir insanda o kadar anatomi bilgisine sahip olması lazım. Tıp için günah değil nedense resim bölümü için günah oluyor.”
Bir resim yaptığı için yemediği hakaret kalmamış, üstüne bir de tehdit edilmiş.
Kendisiyle iletişime geçtik. Yaşadıklarını anlatmasını istedik. O gün şehir dışında olduğunu ve akşam dönebileceğini söyledi.
O gün ses çıkmadı.
Ertesi gün kendisine ulaştık.
Buldan gezisinde bir hapishane fotoğrafı çektiğini ve aklına daltonları dijital illüstrasyon yöntemiyle resme dahil etmek gelmiş. Bu kez de Denizli’nin tanınmış işadamlarından biri derhal o fotoğrafı kaldırmasını istemiş.
Buldanlı işadamı Halis Ödel’in paylaşımın altına yaptığı yorum ise şöyle:
“Hemşerim bu yaptığınızla neyi amaçladığınızı anlayamadım. Dramların yaşandığı, yaşam koşullarının sağlık açısından bile çok güç olduğu, kentin ortasındaki bu hapishane fotoğrafının üzerine Amerikan kültürüne ait gülünç haydut kardeşleri yapıştırarak neyi betimlemek istediğinizi anlayamıyorum. Çocukken Kurban Bayramlarında o hapishaneye et götürürdüm. Mahkumların biraz aralanmış kapıdan nasıl baktıkları gözlerimin önündedir. Böyle bir mekanı gülünç göstermekten vazgeçin derhal bu görüntüyü kaldırınız.”
Bu tepkiyle karşılaşınca çok üzülen PAÜ öğrencisi Habib Sivil, toplumsal baskılardan, algılardan, engellerden ve tehditlerden çok yorulduğunu o nedenle geri dönüş yapmadığın söylüyor.
Habib’in can alıcı o sözleri: “O gün sizinle konuştuktan sonra Buldan’da gezi sırasında bir fotoğraf çektim; aklıma daltonlar geldi. Hiç bir kötü amacım yoktu yine de bir beyefendi yorum yaptı. Toplumsal algılar toplumsal baskılar değişmiyor, geçmişten günümüze kadar her dönemde bu yaşandı. Daha sabahı sizinle konuşmuştuk akşamı böyle bir şey yaşandı. Normalde konum etiket her şeyi yapmıştım tanıtımda benim de bir katkım olsun diye. Böyle hoş olmayan bir yorum alınca dedim canımı sıkmaya gelmez. Konumu etiketi bilgileri hepsini sildim. Toplumsal baskılar, sanatta algılar değişmiyor, değiştiremiyoruz. Başarıya giden yolda toplum tarafında bir nokta da engeller çıkıyor. İster istemez bizim dönem yurtdışında yaşamak, gezmek, üretmek istiyor. Sanat özgür olunca ortaya çıkıyor zaten başkasının özgürlüğünü kısıtlamadan sanat ile uğraşıyorum.”
“Sanat ve başarı sayesinde hayata tutunuyorum”
Habib Sivil, kronik karaciğer yetmezliği wilson hastası. Ablasını ve abisini bu rahatsızlıktan dolayı kaybetmiş. Yaptığı resimlerle, çalışmalarla hayata tutunmaya çalışıyor. Bu hastalık ne kadar müsaade ederse umudunu yitirmeden savaşmak ve başarılı olmak istiyor.
Habib Sivil son söz olarak şunları söylüyor: “Çok zor dönemlerim oldu. Ben kronik karaciğer yetmezliği Wilson hastasıyım. Sanat ve başarı sayesinde hayata tutunuyorum. Şimdi PAÜ Hastanesinde tedavilerim devam ediyor. Resme hobi olarak başladım ancak 2009’da Wilson tanısı ortaya çıktı. 13 senedir bu hastalıkla uğraşıyorum. Bir yanda okul bir yanda iş bir yanda hastane ve en büyüğü ise bu toplumsal baskılar ile uğraşıyorum. Yoruldum kısaca. Her şey ile uğraşmaktan yoruldum. Ben hayal dünyasında yaşamıyorum sadece kariyerimde başarıya ulaşmak ve en iyi şekilde temsil etmek istiyorum bu hastalıkta ne kadar müsaade ederse. Ablam ile abim bu hastalık yüzünden vefat etti. Ben umutluyum savaşmak istiyorum.”
Herkes birbirine saygıyla yaklaşmalı, dinlemeli ve anlamalıdır.
Özellikle ülkemizin içinde olduğu ekonomik ve psikolojik durumun farkında olup, gençlere daha fazla sahip çıkmak ve girişimlerine destek olmak zorundayız.
O nedenle lütfen sakin ve olumlu yaklaşımlarda bulunalım.
Bu gençlik geleceğin Türkiye’sini yönetecek olanlardır.
PAÜ BURADA/EDİTÖR