Yayınlanma:02 Haziran 2024 16:02 Güncelleme:06 Ekim 2024 13:02
Bülent ÖZTÜRK, PAÜ Rektörü Kutluhan’ı Yazdı…
Bugün bu köşe yazısında sizlere sadece Denizli’de değil Türkiye genelinde eşi benzeri olmayan, bundan sonra da olması pek muhtemel görünmeyen ilginç çıkışlara, atamalara ve ‘evlere şenlik’ icraatlara imza atan ‘Hoca Efendi(!)’yi anlatacağım.
Anlatırken de çok uzun olmasın diye her bölümde, yazdıklarımın detaylarına ve belgelerine ulaşabileceğiniz bazı haber linkleri vereceğim.
Bu arada ‘Hoca Efendi’ derken aslında daha önce kaleme aldığım bir köşe yazısının başlığından hareketle ironik bir yakıştırmada bulunduğumu belirtmek isterim.

Gerçekte bahsedeceğim isim, görev süresi Aralık ayında bitecek olan Denizli Pamukkale Üniversitesi’nin (PAÜ) tıp doktoru unvanlı rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan…
DUA SİPARİŞ EDEN TIP PROFESÖRÜ BİR REKTÖR…
Biliyorsunuz önce vekaleten sonra da asaleten atanan Rektör Ahmet Kutluhan’ın, PAÜ’yü Türkiye genelinde rezil eden ilk icraatı ‘Hasta bir arkadaşı için, tıp profesörü bir rektör olarak bir ilahiyat profesöründen dua sipariş etmesi’ olmuştu.
Bu örnek rektörümüzün, örnek bilimsel icraatı Şifre Haber tarafından ‘Arkadaşı Covid Duası Sipariş Etmiş, Tıp Profesörü Rektör de Temin Etmiş’ başlığıyla gündeme oturunca, tüm Türkiye ayakta alkışlamıştı(!)

HOCA EFENDİLİĞİ, FAZLASIYLA HAK ETTİ!
Sayın Rektör Kutluhan, ‘Dua Siparişi Skandalı’ icraatının arkasından rektörlüğünün, tıp profesörlüğünün yanı sıra PAÜ İlahiyat Fakültesi Dekanlığına da kendi kendini vekaleten atamıştı…
Bununla da tatmin olmayan Sayın Rektör Kutluhan, Tefsir Bilim Dalı Başkanlığı‘ndan talepte bulunarak ‘İlâhiyât alanında akademik yeterliliğine ilişkin herhangi bir belgesi bulunmamasına rağmen, sırf Dekan olması nedeniyle İnanç ve Ahlak dersini okutmasına’ karar verilmesini de sağlamıştı…

Ben de doğal olarak Rektör Kutluhan’ın ‘hakkını vererek’ aşağıdaki görsele tıkladığınızda ulaşabileceğiniz ‘Rektör mü Hoca Efendi mi ‘ başlıklı yazımı kaleme almak durumunda kalmıştım…
Yazıyı ise ‘Sayın Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’ın bir üniversite rektörü, bilim insanı ve ÜNİVERSİTE HOCALIĞI hevesinden daha çok, ‘Hoca Efendilik’ hevesi olduğunu ben gördüm; inşallah bu kentin akil unsurları, oda başkanları, siyasileri, gazetecileri ve halkı da görür…’ paragrafıyla bitirmiştim…

GENÇ İLAHİYATÇILAR UYARMIŞTI…
11 Temmuz 1992 yılında kurulan ve PAÜ’nün birçok döneminde çeşitli iddialarla gündeme gelen Denizlili ilahiyat profesörü ve tarikat şeyhleri Ahmed Ziyâuddîn Gümüşhanevî ile Mehmet Zahit Kotku’nun devamı iddiasıyla faaliyete başlayan Gaye Vakfı’nın Kurucusu Prof. Dr. M. Cevat Akşit müdahalesinin, Rektör Ahmet Kutluhan döneminde daha da artığı yönündeki iddialar iyiden iyiye ayyuka çıktı.
2020 yılında gerçekleşen 26. İlahiyat ve İslami İlimler Fakültesi Dekanları Toplantısı’na gönderilen ve ‘Genç Akademisyenler’ imzasını taşıyan duyuruda, ‘PAÜ İlahiyat Fakültesi’nin, Prof. Dr. M. Cevat Akşit tarafından, kendi köyüne kurdurduğu İslam İlimleri Enstitüsü, kendi tarikat görüşleri doğrultusunda dizayn etmeye çalıştığı ve cemaat kadrolaşmasının hat safhaya ulaştığı’ileri sürülmüş, bu duyuru, Yazar ve İlahiyat Profesörü Mustafa Öztürk tarafından da köşe yazısına konu edilmişti.

Genç ilahiyat akademisyenleri yayınladıkları ve basında büyük etki yaratan bildirinin sonunu ise şu uyarı satırlarıyla bitirmişlerdi:
‘Fakültemize cemaat aracılığıyla doldurulmak istenen kadrolara onay vermeyen ana bilim dalı başkanları istifaya zorlanmakta, diğer taraftan cemaat amaçlarına uygun bulunmayan yönetim kurulu kararları yok sayılmaktadır.
Biz bu yazıyı yazarken söz konusu yapının nüfuzunu da kullanarak hakkımızda bazı usulsüzlüklere başvuracağına dair ciddi kaygılar da taşımaktayız.
Bir kurumun heba edilmesine seyirci kalmamanızı rica ediyoruz.’

BİRÇOK İSTİFANIN VE GÖREVDEN ALMANIN ARKASINDAKİ GÜÇ İDDİASI…
Önümüzdeki Aralık ayında rektörlük görev süresi bitecek olan Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’ın, göreve geldikten sonra ‘rekor’ denebilecek görevden almalar ve uygunsuz kadro atamaları, son olarak 4 yılda 5. rektör yardımcısı ve aynı zamanda da İlahiyat Fakültesi Dekanı olan Prof. Dr. Durmuş Akalın’ın istifa etmesi, müdahale oranın geldiği aşamanın boyutunu gözler önüne serdiği ileri sürüldü.
Üniversite çevrelerinden edinilen bilgilere Prof. Dr. Durmuş Akalın’ın, Cevat Akşit ve cemaat üyelerinin kadro açma ve adrese teslim ilana çıkma taleplerinde ısrarlı olan Rektör Ahmet Kutluhan’a tepki göstererek istifa ettiği veya ettirildiği gelen iddialar arasında.

DEKAN AKALIN NEDEN İSTİFA ETTİ VEYA ETTİRİLDİ?
Öncelikle geçtiğimiz hafta içinde istifa eden Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Durmuş Akalın, eğer telefonlarımızı açsaydı veya geri dönüş yapsaydı soracağım soruyu şimdi buradan iletmek istiyorum:

“Sayın Akalın… Rektör Kutluhan’ın ısrarıyla dekan yardımcılarından biri tarafından, Rektörlüğe ilettiğiniz kadro talebi yazınızın altına, sizin bilginiz olmadan, Doç. Dr. Osman Aydınlı’yı tarif eden adrese teslim bir ‘profesörlük kadrosu’ talebi eklendi mi? Ve son olarak bu yaşanan usulsüzlüğe karşı tepki gösterdiğiniz için mi istifa ettiniz veya istifaya zorlandınız?”
KURULUN REDDETMESİNE RAĞMEN TÜM ENGELLERİ AŞAN DOÇ. DR. OSMAN AYDINLI…
Pamukkale Üniversitesi İslami İlimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Kurulu’na 2021 yılında görevlendirme ile dayatılan talebin başkahramanı Doç. Dr. Osman Aydınlı…
Doç. Dr. Osman Aydınlı’yla ilgili söz konusu kurul tarafından alınan 3 sayılı toplantı kararında açık ve net bir şekilde birçok gerekçe sıralandıktan sonra “TİSB 591 Klasik Tefsir Metinleri” dersini okutma görevlendirmesinin uygun olmadığına oy çokluğuyla karar verildi” denilmesine rağmen, bu kişinin tüm engelleri aşarak kadrosunun bulunduğu Marmara Üniversitesi’nden gelerek ders vermeye devam ettiği anlaşılıyor.

‘Kim Bu Osman Aydınlı?’ diye biraz araştırma yaptığımızda farklı çevrelerden gelen ısrarlı iddiaların başında yine Akşit ve cemaat bağlantısı geliyor…
REKTÖRLÜĞE DEVAM ETMENİN YOLU, AKŞİT’TEN Mİ GEÇİYOR?
Bir gazeteci olarak bütün bu bilgi ve iddialar ışığında, geçmiş gözlem ve deneyimlerime dayanarak Sayın Rektör Kutluhan’a birkaç soru yönelterek yazımı sonlandırmak istiyorum:
Sayın Rektör… Gaye Vakfı Kurucusu ve Cemaat Lideri Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit’in, üniversitedeki kadrolaşmalar konusunda size doğrudan veya çeşitli güç merkezleri aracılığıyla bir baskısı oldu mu, oluyor mu?

Aralık ayında bitecek olan görev sürenizin aynı şekilde devam etmesi için Prof. Dr. Cevat Akşit referansının, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan üzerinde olumlu kanaat yaratabileceği yönündeki varsayımlara kapılarak hareket ettiğiniz yönündeki iddialar doğru mu?
Buradan hareketle usulsüz görevden almalara, aksi kararlara rağmen pratikte uygun olmayan uygulamalara ve liyakatsiz atamalara neden oldunuz mu, göz yumdunuz mu, yetki gücünüzü baskı aracı olarak kullandınız mı?
Mümkünse ve zahmet olmazsa, cevaplarınızı büyük bir merakla bekliyorum… Saygılarımla…
Bekleme cevap veremez kindar bir rektör ayrıştırmada üstüne yok kendinden olanlar %10 kendinden olmayanlar %90 hoca ve personeli yok hükmünde sayan ve hiç kimse tarafından sevilmeyen rezalet bir yönetim anlayışı içinde olan birİlerine yalakalık olsun diye üniversiteyi yok sayan bir rektör şimdiye kadar böyle bir anlayışta birisi gelmemişti bunuda gördük .