paü pedagojik formasyon

Yayınlanma:10 Ağustos 2022 23:52 Güncelleme:24 Ağustos 2022 18:42

PAÜ’den onur derecesiyle mezun olan, yüksek lisansını PAÜ’de tamamlayan Banu Kahraman, okulun pedagojik formasyon açmasından dolayı derin üzüntü duyduğunu belirterek, bir yazı kaleme aldı. Okul yönetimine ve hocalara seslenen Kahraman’ın yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

“Canım okulum Pamukkale Üniversitesi,

2016 yılında Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden onur derecesiyle, 2021 yılında ise Aile Danışmanlığı tezli yüksek lisans bölümünden mezun olan eski öğrencilerinizdenim. Hem lisans eğitiminde hem de yüksek lisans eğitiminde akademik kadro anlamında alanında çok güçlü ve donanımlı öğretim üyeleriyle çalışma fırsatı buldum. Bu süreçlerde aldığım eğitime dair en ufak bir olumsuz duygum ve düşüncem, beni yetkin kılmasıyla ilgili en ufak bir şüphem olmadı. Tüm hocalarıma emekleri için teşekkürlerimi sunuyorum.

Ancak bugün (10.08.2022) okuduğum duyuru beni derinden üzdü. Canım okulum dediğim Pamukkale Üniversitesi pedagojik formasyon eğitimi açmış bulunmakta. Pedagojik formasyon eğitimlerinin neden olmaması gerektiği ile ilgili pek çok çalışma ve etkinlik var. İşin ehli kişiler eğitim sisteminin daha işlevsel ve yetkin kişilerce sürdürülmesi amacıyla bu yolda çalışmalar yürütüyorlar.

Kısa bir hesaplama yapalım şimdi. YÖK Atlas verilerine göre şu an Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesinde kayıtlı bulunan öğrenci sayıları bölümlere göre şu şekilde: Fen bilgisi öğretmenliği 313, ilköğretim matematik öğretmenliği 230, okul öncesi öğretmenliği 428, özel eğitim öğretmenliği 196, psikolojik danışmanlık ve rehberlik 412, sınıf öğretmenliği 366 ve Türkçe öğretmenliği 394. Toplamda ise 2699 öğrenci kayıtlı. 4 yıllık lisans eğitimini baz alırsak her yıl ortalama 675 kişi bu fakülteden mezun olduğunu varsayabiliriz. Formasyon eğitimi için belirtilen kontenjan sayısı ise 684. İkisi toplam 1359 kişi demek ki bu kadar kişi öğretmenlik için KPSS’ye girecek ya da özel sektöre yönelecek.

Bu sadece PAÜ örneği, kaldı ki pek çok üniversitede de benzer durum söz konusu. YÖK tarafından hazırlanan “Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu 2021” ‘de yüksek öğrenim kurum sayısı 207 olarak geçmekte. Bunların 129’u devlet üniversitesi, 74’ü vakıf üniversitesi ve 4’ü de vakıf meslek yüksek okuludur. Bu 207 üniversitenin yarısının formasyon açtığını varsayacak olursak formasyon belgesi alanların ve eğitim fakültesi mezunlarının sayısı devasa boyutlara ulaşmış olacak.

Bu rakamları düşündüğümüzde bu kadar insan hem devlette hem de özel sektörde nasıl istihdam edilecek? KPSS atamaları, özel sektördeki ihtiyaç durumu… Bölümler arasındaki alan talanları… Bir diğer etkisi eğitim fakültesine girme barajı da bundan olumsuz etkileniyor. Formasyon ile bu baraja konmuş sınır da delinmiş oluyor. En acısı da bundan olumsuz etkilenen formasyon ile öğretmenlik mesleğine getirilmiş kişilerden eğitim gören öğrenciler oluyor. Eğitim fakültesinde formasyon içeriğinde yer alan tüm eğitimler yıllar boyunca ve deneyimletilerek verilirken formasyon pek tabii aynı tecrübeyi yaşatmıyor.

Hele ki açık öğretimden bir bölüm mezunu olup hiç üniversite ortamı görmeden mezun olup da formasyon ile öğretmenlik mesleğine getirilme durumu da söz konusu. Eğitim sisteminin daha iyi yerlere gelmesi için ehil ve donanımlı bireyler yetiştirilmesi gerekir, bunun da önündeki engellerden biri pedagojik formasyon eğitimleridir. Canım okulum, canım hocalarım, lütfen ellerinizle emeklerinizle mezun ettiğiniz öğrencilerinize ve gelecek nesillere bunu yapmayın!

“Umarım başta canım okulum Pamukkale Üniversitesi daha sonrasında da bu eğitimi açan tüm diğer üniversiteler bu eğitimi vermekten vazgeçer.” temennisi ile sözlerimi tamamlıyorum.”

6.5kTakipçi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz