Yayınlanma:15 Şubat 2021 22:56 Güncelleme:15 Şubat 2021 22:56

Pandemi, aksayan eğitim sistemi, var olanın üzerine binen işsizlik sorunları, sokaklarda ölen kimsesizler, tecavüzler, tutuklamalar, hayvan hakları, eylemler, terör faaliyetleri, yoksulluk sınırı aaa durun asgari ücret, anayasaya el atmalıyız hayır hayır olmadı biz bir Ay’a çıkıp geleceğiz(!)

Kargaşa İçinde Yeni Adımlar

İç siyaseti ülke insanını bu kadar yoran, daldan dala atlayan, kaç ülke daha var acaba. Bizim asıl sorunumuz sanıyorum ki seçme seçilmeden sonra öncelik sırası. Evet, kesinlikle böyle, artık eminim. Revizeler ile dolu bir anayasadan sonra ülkemiz için yeni bir anayasa gerekli miydi evet öyleydi. Fakat bunun şimdiye kadar olmaması ya da atılan adımların işleme geçmemesi nedendi diyor insan gündem bununla meşgul olduğu zaman haliyle. Okulları yarımdan açıyor gibi yapalım, tatil merkezleri zaten devam, işçileri boş verin, pandemiye zaten alıştı halk, geriye kalanı konuşur susar..

24 Haziran seçiminin ardından zaten çoğu kurum, kuruluşun köklü değişiminden sonra bu durumun gündeme gelme şekli ve zamanı gündem değiştirme mi diyoruz çoğumuz haliyle. Belki öyle, belki değil fakat bu gerçekten gerekli bir durumdu. İşin teorisi benim boyumu aşar elbette bana söz düşmez. Ben halktan biri olarak naçizane fikir beyanında bulunuyorum diyelim. Türkiye yeni yönetim modeliyle birçok değişimi gerçekleştirdi. Gerek vardı yoktu tartışılır tabi ama şu an elde olanlarla yorum yapmak zorundayız.  Cumhurbaşkanlığı sistemiyle değişen ve gelişen ihtiyaçlara yönelik belge ihtiyacı uzun zamandır vardı, bir adım daha öne çıkmış oldu. Bunca gündem ve karmaşa içinde olmuş olması bir kısmımızı rahatsız etti haliyle.

Sistemde yerinde kararlarda olmuştu, mesela bakanlıkların azalması yerinde bir karardı diye düşünüyorum fakat bana kalırsa bazı gereksiz kuruluşlarda hemen ardından oluşturuldu. Bütçenin nereye kayacağı da hemencecik belli olmuştu. 90’larda koalisyon hükümetlerinde anlaşmalarla oluşup kalan bakanlıklar Ak parti iktidarı tarafından ele alınıp 37’den 26’ya düşmüştü. 24 Haziran’dan sonra 16’ya düşürüldü.  Özellikle ekonomi alanında köklü değişim yapılmıştı ve bazı yurt dışı örneklerinden ‘süper bakanlık’ etkilenilmiş bu şekilde düzene sokulmuştu. Cumhurbaşkanlığı sistemi ana fikri iyi gibiydi fakat sonradan ben ve kimilerine göre adil davranılmaması sebebiyle kayırmacılığın son derecesi diye damgalanarak kaldı.

Sisteme uygun anayasa için geç bile kalındı, cumhurbaşkanlığından öncesi içinde bu bence böyleydi.  Sistem tasarısında olduğu gibi yürütmenin güçlü ve sağlıklı örgütlenmesi, hızlı etkili icrası, sonuç odaklı koordinasyon ve istişare mekanizmalarıyla etkili çalışabilseydi -bence şu an böyle çalışamıyor- daha etkili olurdu sanıyorum.

Anayasa değişimi ise kesinlikle olmalıydı bunda hemfikir davranacağım, diğer siyasilerinde önerisine sunularak ortak bir çalışma ile yapıldığı takdirde ve onaya sunulduğunda süreç halka açık ve şeffaf, dürüst olduğunda sorunsuzca kişi için değil, ülkemize uygun bir anayasanın yapılabileceğini düşünüyorum. Herkes gibi temennim sürecin ortaklaşa bir dilimde ilerlemesi. Ortak çıkarlar, refah ve adaletli sistemler üzerine olması, bağımsızca denetlenmesi, halkın hakların gözetilmesi, özgür olması. Belki o zaman atlanılan gündemlerde gündeme daha sık gelir kim bilir..

Fazla mı ütopik düşündüm? Ee o zaman biz bi Ay’a çıkalım!

6.5kTakipçi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz